Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Rehber Silkroad online Hikaye [Kısım 8]

Rehber

zody

King
Moderatör
Katılım
19 Tem 2024
Mesajlar
1,401
Tepkime puanı
49
Puanları
0
A MURDER STORY / Bölüm 8

ARAMA & YIKMA!


Lemning, güneşin ilk ışıklarının Jangan Kalesi’nin uzun ve belirsiz duvarları üzerinde süzülüp yavaşça dinmeye başlayan yağmurun son damlalarıyla birleşmesini izledikten sonra, kaledeki derinliklerden çimenlerin gölgeli uçlarını titreten büyük bir ışık huzmesiyle irkildi:

  • Bu da kim lan?!
  • İşte buradasın, Alone Runner!
Agwe birden geriledi! İçinde garip bir güvensizlik duygusu doğmuştu. Evet, Alone Runner'ın ona birkaç gün önce söylediği ve ilk başta saçma gibi gelen sözler şimdi düşüncelerine karanlık bir gölge gibi yerleşmişti:

  • Bir Katil Asla Kimseye Güvenmez.
Şimdi her şeyi daha iyi anlıyordu! Alone Runner’a güvenmiyordu nedense. Bu her yerde çıkıp onun hayatını kurtaran adam ne yapmak istiyordu ki? Bir süre sadece bakakaldı ve olanları izledi. Aniden derin bir sessizliğin ardından kulaklarında sızarak düşüncelerine giren bir sesle irkildi:

  • Koş!
  • ...
  • Lemning! O senin, öldür onu!
  • Dilediğin gibi, Usta...
  • Geri döneceğim! Hoşça kal, katil! Haha!
Ronin birden hızla Water Ghost Marshland'a doğru uzaklaşmaya başladı! Arkadan Murderların derin uğultularının bulutlardan kopup gelen çiseleyen yağmur tanelerine takılarak Agwe'nin üzerine yağdığı tüm hıncıyla yağıyordu! Durdu... Bir şeyler yapmalıydı! Sisin arasına saklanmış ağaçların arasında hızla koşan Ronin'e baktı. Daha sonra kalenin kenarında Lemning'i süzerek Alone Runner'a:

  • Onu yakala Agwe! Ben savaşıyorum...
Alone Runner, yardım etmeliydi. Hem Npc theftlerle kapışıyor hem de Lemning’e saldırıyordu! Ama Npc theftlere ne yapabilirdi ki?! Seviyeleri en az 50 civarındaydı! Düşündü... Evet, theftlere bir şey yapamazdı ama geldikleri yeri engelleyebilirdi! Tekrar güneşin kızıl ışınlarını sanki topuklarına yapıştırmış gibi koşan Ronin’e baktı! Onunla bir kez daha karşılaşacağını biliyordu! Şimdilik kaçmasına izin veriyordu istemeden! Bulanık bulutlara bakarak koşan Ronin’e son bir kez bakarak:

  • Gösteriyorum sana gününü Ronin! Gününü...
  • Ahahaha! Git buradan katil, kaçış zamanım geldi!
Birden ağaçların yeşil gölgelerini aydınlatan gür, beyaz bir ışık huzmesi dikkatini çekti! Herhalde Ronin Return Scroll kullanmıştı! İşte bu, onun için gerçekten iyi bir fırsattı! Ronin artık town’dan çıkamazdı! Zaten Jangan’ın bütün kapıları Murderlar tarafından tutulmuştu! İşte şimdi Alone Runner’a borcunu ödeme zamanıydı!

Bitik güneşin ışıklarının arkasında süzülerek üzerine çöken bir gölge ve omuzlarından aşağı inen iki çift omuz ve bedenine dikilen iki çift göz Agwe’yi anlamsız bir korkuya sürükledi birden! Başını yavaşça yukarı kaldırdığında ise kahverengi, büyük bir Iron Ox’un karşısında dikildiğini fark etti:

  • Hass! Hass! Hass!
Birden kendini büyük bir ağacın yanına attı! Npc theftlerden uzakta olmalıydı! Menzilini ayarladı! Ve hızlıca oklarını fırlatmaya başladı! Hayır, bu yaratığı bir saatte bile öldüremezdi! Ama umuda açılan kapılar sanki onun için ardı ardına açılıyordu! Ronin town’da hapsolmuş, Murderlar ise bütün kapıları birer birer tutmuştu! Agwe ile Alone Runner artık tükenen bir savaşın verdiği cesaretle üzerlerine doğru sislerin arasından kopup gelen gölgelere bakakaldı! Hayır! İşte işlerin sonu geldi! Bunlar Hunter’da başka ne olabilirdi ki?! “Hayır, bu hikaye burada bitmez” diye geçirdi aklından! Fakat umuda açılan kapılar her zaman açık olmayabilir ki?!

  • DALIN LAN! IRON OX’A DA DALIN!
  • HERKES DALINSIN! DURMAYIN ÖLENLERİ REZLEYİN!
  • LAN KAÇAN BEN VURURUM ALLAHIMA!
Birden bu kahverengi, iri yarı yaratığın üzerine cesaretle çullanan büyük kızıl bir ordu Agwe’nin şaşkın bakışlarına maruz kaldı! Hiçbiri pes etmiyor, kimisi Npc theftlere yakalanıyor, kimisi ölüyor fakat yeniden diriltiliyordu! Arkadan gelen bir diğer Murder grubu onlara heal basıyordu! Nukerlerin yardımıyla Iron Ox artık yavaş yavaş ölmeye başlamıştı fakat Murderlarda azalma başlamıştı! İçlerinden birkaç tanesi berserker bile olmuştu! Agwe, içinde gururla şu sözleri geçirdikten sonra Iron Ox’ın ıslak çimenlerin derin uzun gölgelerinde boğulup kaybolduğunu gördü:

  • Gösteri bu mudur?! Budur?!
Iron Ox yere serilmiş ve kapı kurtarılmıştı! Fakat Jangan’da olup bitenlerden kimsenin haberi yoktu!

Ronin, town’daki adamlarıyla birlikte Herbalist Yangyu’nun yanında beklerken, güneşin kızıl ışınlarının arkasından yanına doğru gelen bir adama baktı:

  • Kapıların hepsini Murderlar tutmuş! Jangan’dan asla çıkamayız!
Ronin ayaklarının yağmurun aşındırdığı kaldırımlarda sürterek teleport kapısının yanına doğru ilerledikten sonra:

  • Kim demiş çıkamayız diye!
  • ...
5 dakika sonra Downhag’a giden büyük bir grup town’da korku salarak dolaşıyordu! Stable’den atlarını aldıktan sonra Downhag’ın büyük kapısının rüzgarı gölgesini dalgalandıran Ronin, atını dizginlemeden önce:

  • SÜRÜN... SÜRÜN ATLARI JANGAN’A!
  • AHAHAHAHA!
(Devam edecek)
 

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.